"Ayinesi iştir kişinin / Lafa bakılmaz"


Marmaristen Datça'ya doğru yol aldığınızda,
Datça'ya 20 km tabelası ile Emecik Köyünün
giriş tabelasını görebilirsiniz.
Emeklilik zamanlarımı İstanbul dışında Kuzey Ege'de
Edremit körfezinde memleketim olan küçük bir köyde
geçirmeyi planlarken; hayat, Egenin en güneyine, ilk
cümlede tarifini verdiğim bu köye getirdi beni.
2007 Kasımdan beri yaşadığım bu köyde, köydeki hayatımla
ilgili tecrübelerimi/gözlemlerimi ve kaybolmaya yüz tutmuş
bilgileri zaman buldukça paylaşacağım.
Umarım zamana iyi bir tanıklık ederim.

Ve zaman değişti. Yol kasım 2014 de Emecik'ten Datça'nın içine düştü. Artık Hayat DATÇA'nın içinden akacak..

28 Ocak 2014 Salı

Yeniden Merhaba

Merhabanın anlamını yeni öğrendim. Ben zannediyordum ki "selam" gibi bir şey. Meğer anlamı pek hoşmuş. Benden sana zarar gelmez. Ne hoş değil mi? birine merhaba dediğimizde benden sana zarar gelmez demek.

Evet döndüm Cape Town dan. Hem de hayli oldu. Bunun adına ne denir bilmiyorum, yeniden uyum mu? tembellik mi? elim  şu güne kadar yazmak için gitmemişti bloğuma. bir ara çift dilli yazmayı düşündüm, bir ara başka türlü. Bakalım önümüzdeki süreç ne gösterecek, blog neye doğru evrilecek. Ama şu gerçek ki Emecik günleri hala devam ediyor.

yine burada ki hayattan, yemeklerden, bahçeden, tavuklardan ve diğer şeylerden haberler gelecek. İşte ilki, yaratıcı yazma kursuna başladım. Yazma kursunda aynı zamanda da okuyoruz. Belli bir amaç doğrultusunda okumaya başladım, bu hoşuma gitti. İki güzel kitap okudum. ilki Franz Kafka dan "Babaya Mektup" ikincisi, Murathan Mungan'ın paranın cinleri. Babaya mektubu okumadıysanız bu güne dek,  şiddetle tavsiye ederim. İçinde kendinize dair bir çok şeyle karşılaşacağınıza garanti veririm.

uzuuuun bir aradan sonra ilk yazıyla daha fazla gevezelik etmeyeceğim. Haberler gelmeye devam edecek.

1 yorum: